Sayın Atinalılar ve ruh sağlığı alanında destek almak isteyen kafası karışık insanlar, bugün burada ruh sağlığı uzmanlarının lisans döneminden itibaren maruz kalıp illallah ettikleri bazı soruları cevaplamak niyetindeyim. Bu konuda çok fazla kafa karışıklığı var ve sormakta sonuna kadar haklısınız. Öncelikle size doğrudan tanımları vereceğim.
Psikolog: Lisans eğitimini psikoloji bölümünde yapmış, klinik psikologla sürekli karıştırılan ve sen ne biçim psikologsun sorularına maruz kalan bedbaht birey. Psikologlar lisans eğitimini tamamladıktan sonra herhangi bir alanda uzmanlaşmazsa danışmanlık ve terapi yapamazlar. Alınan eğitim geneldir, ofisinde terapi yapan kişi ise psikoterapi alanında uzmanlaşmıştır.
Psikolojik Danışman: Lisans eğitimini Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık üzerine yapmış, aslında psikolojinin iki alt alanı olan eğitim ve danışmanlık psikolojisi üzerine uzmanlık almış psikologlarla soğuk, bazen sıcak savaş yaşayan birey. Psikolog ve psikolojik danışmanlar birbirlerinin çalışma alanını gasp ederler, aslında olan şey sınırların net olmaması ve yine ruh sağlığı meslek yasasının olmaması ve istihdamın sınırlı olmasıdır.
Psikiyatrist: Lisans eğitimini 6 yıl tıp alanında yapmış ve üzerine psikiyatri uzmanlığını seçmiş, haliyle ilaç yazan doktor birey.
Klinik Psikolog: Psikolojik bozuklukları konuşma yoluyla iyileştirmek üzerine yüksek lisans yapmış herkesin psikoloji lisans mezunundan olmasını beklediği, olduğunu düşündüğü birey.
Psikoterapi: Konuşarak ruh sağlığı sorunlarını, kişisel karmaşaları çözümleyen uygulamadır.
Psikoterapi Ekolleri: Farklı ruh sağlığı uzmanlarının psikolojik sorunlarının sebebine ve nasıl çözüleceğine dair ürettikleri kuramlara dayanarak oluşturulan sistematik tedavi ve problem çözme uygulamalarının bütünüdür.
Terapist: En az bir psikoterapi ekolü üzerine uzmanlaşmış birey.
Danışman: Psikolojik danışman ya da çeşitli danışmanlık eğitimlerini tamamlamış birey. En temelde her ruh sağlığı uzmanı bir danışmandır ve ona gelen kişiler de danışandır.
Yaşam koçu veya herhangi bir koç: Lisans eğitimi belirsiz, bir yerlerden eğitim almış ya da almamış danışmanlık yapmaya çalışan ama danışman olmayan birey.
Göründüğü kadar basit değilmiş yazarken sürekli sorup duranlara hak vermekle birlikte farklı alanlardan bunu okuyan kişilerin de bunları sürekli açıklamanın ne kadar yorucu olduğunu göreceğini umuyorum. Neyse ki artık seven sevdiğine bu sözlüğün linkini atabilir. Tabii durun her şey yeni başlıyor. Kimden ne alacaksınız, kim ne yapıyor bakmamız gerek. Kim nerede uzmanlaşıyor??
Psikoloji lisans eğitimlerinin tek başına çok fazla anlam ifade etmediği bir alan, bir şeyler yapabilir hale gelmek için üniversitelerden ya da bazı dernek ve kurumlardan paralı eğitimler ve sonunda da o çok sevdiğimiz kelime olan “sertifika” almamız gerek. Sertifika öyle bir ihtiyaç ki, nasıl terapi almak isteyen kişi güvensizlik, belirsizlik yaşıyorsa sertifika veren kurumlar için biz de aynısını yaşıyoruz. Bu da yardım alacak kişilere yansıyan bir durum. Maalesef ki böyle önemli bir alan aynı zamanda büyük bir pazar ve sahtekarlık alanı.
İçimizi karartmayalım ve eğitimlere gelelim, bir psikolog ve psikolojik danışman bazı terapi ve danışmanlık eğitimleri alarak bu hizmetleri verebilir hale gelir. Klinik psikolog ve psikiyatristin ise danışan görme yetkisi bu eğitimlerle beraber gelir yalnız bir psikoterapi yöntemini uygulayabilmek için her ikisinin de o ekolün eğitimini alması gerekir. Klinik Psikolog ve psikiyatrist anormal psikoloji üzerine çalışır yani ruh sağlığı bozukluklarında tanı ve tedaviyi bu iki uzman yapar. İlacı sadece doktor yazabilir. (PSİKİYATRİST)
Buradan da anlayacağınız gibi ben hasta değilim, bende bir bozukluk yok diye gitmeye çekindiğiniz psikolog ya da danışmanlar zaten tedavi etme gibi yetkisi yok. Belli konularda eğitimler alarak size o konuda yardımcı olmak üzerine uzmanlaşıyorlar. Bir tanınız varsa gitmeniz gereken kişi klinik psikolog ve psikiyatristtir. Bu mesleklerden psikoterapi hizmeti veren kişilerden destek almanız için bir psikolojik bozukluğa sahip olmanız da gerekmez.
Burada değinilmesi gereken bir diğer konu, sizin de görebileceğiniz gibi uzmanlıklar arasında bir yetki hiyerarşisi var. Psikiyatrist en tepede her şeyi yapabilir konumda görünüyor. Evet o zaman ben bu yazıyı uzun uzun neden yazdım? Psikiyatriste gitmek bütün sorunları çözüyor gibi. Maalesef karmaşa çözülmüyor. Herkes her konuda uzman olamaz yetki olsa da psikiyatrist de sadece kendi yetkisinde olan alanda uzmanlaşacaktır, birçok psikiyatrist tanı koyup, ilaç tedavisi uygulayarak çalışıyor. Aksini yapanları da bulabilirsiniz tabii ki ama danışmanlık becerileri konusunda eksik kalmaları çok beklendik bir durum.
Psikolog ve pdr arasındaki alan ihlali tartışmasına ise hiç girmeyeceğim çünkü bu açıklamaları yaparken alanların nasıl iç içe olduğunu görüyorsunuz. Verilen eğitimler iki alana da açılıyor. Psikolojik bozukluğa sahip bir kişiyle, hayatında bir takım sorunlar yaşadığı için destek almak isteyen kişi arasında da her zaman büyük bir ayrım olmuyor bu nedenle iki alanın birbirinin içine geçmesi çok doğal. Aynı ekollerle, çoğu zaman aynı yaklaşımları uyguluyoruz. Doğal olarak buradaki karışıklık ne ruh sağlığı uzmanlarından ne de danışanların bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Sorun sistem.
Bunu bir kenara bırakıp yardım almak isteyenlere şunları söyleyerek bitirmek istiyorum. Kimse her alanda uzman olamaz, temel eğitimini aldıktan sonra kişi kendisini hangi alana vermiş, neyi kendine mesele etmiş, kendisini nelerle tanımlıyor ve sizin ihtiyacınızla örtüşüyor mu? O profilde birçok şey yazıyordur ama her şeyde uzmanlaşmaya çalışmak hiçbir şeyde derinleşememek de demek olabilir. İçsel yolculuğunuza daha terapiye başlamadan çıktınız, iyi yolculuklar!