Bilginin birden çok türü vardır ve bunların doğruluğunu sorgulamak için de bilginin türünü ve kaynağını analiz edip ona göre sorgulamak gerekir. Bilgi türleri gündelik, teknik, sanat, bilimsel, felsefi ve dini olarak 6’ya ayrılır. Bilgiyi edindiğimiz yerler ise otorite, kişisel deneyimler, gelenekler, sağduyu, medya araçları ve son olarak da bilimsel kaynaklardır.
Bu noktada biz daha çok bilimsel bilgiden bahsediyor olacağız. Yine de hangi bilgi türüne hangi kaynaktan ulaştığımızı düşünmek bize bir kavrayış sağlayacaktır. Ayrıca bilgi edinilen kaynakların güvenilirliği ve bilgi türlerinin iç içe geçtiği alanlar vardır. Örneğin bir influencer sosyal medya hesabında içtiği zayıflama çayı sayesinde 10 kilo verdiğini söyleyip size de öneriyorsa “10 kilo verdim” bilgisi bilimsel bir bilgi değildir. Eğer doğru söylediğini farz edersek kişinin bilgi edinme yolu kişisel deneyimken sizin bilgi edinme yolunuz medya araçlarıdır. Bilgi gündelik bir bilgi gibi dursa da alt metine baktığımızda “bu çay insanları zayıflatır” mesajını görüyoruz. İnfluencer doğruyu söylüyor olursa alt metin doğru olacak mı?
Burada devreye sağduyu ve bilim girerse bilginin doğruluğuna güvenip o çayı alıp almayacağımıza karar verebiliriz. İnfluencer çay sayesinde 10 kilo verdiğinine inanıyor. Şimdi sağduyumuz devreye girsin.
- Bu kişi reklam alıyor, yalan söyleme ihtimali yüksek.
- İnfluencer doğruyu söylüyor ama belki çay sebebiyle değil de aynı zamanda başladığı spor, sağlıklı beslenme ve çayın onu zayıflatacağı inancının da etkisiyle zayıflamıştır.
- Kilo alıp vermem aldığım, verdiğim kaloriyle ve yediğim besinlerin içeriğiyle alakalıysa hiçbir şey yapmadan bir çay içmek beni nasıl zayıflatır? Belki de bunun bilimsel bir açıklaması var mı diye bakmalıyım.
- Madem bu kadar etkili neden diyetisyenler ısrarla elimize o diyet listelerini tutuşturuyor? İşin uzmanı olan diyetisyenler mi daha güvenilir yoksa influencer mı?
Burada doğru cevaba ulaşmak çok kolay gibi görünüyor değil mi? Gerçek hayatta hem önümüze çıkan meseleler hem de düşünce süreçlerimiz çok daha karmaşık oluyor. Nobel ödüllü psikolog Daniel Kahneman Hızlı ve Yavaş Düşünme adlı kitabında karar verme süreçlerimizi basitleştirerek anlatmak adına beynimizde iki farklı sistem olduğundan bahseder. Sistem 1 çok hızlı bir şekilde karar alır sistem 2 ise az önce yaptığımız gibi ince eleyip sık dokur, verileri analiz eder, karşılaştırır ve araştırır.
Sistem 1 zamandan ve enerjiden tasarruf etmemiz adına çok etkili ve işlevsel bir sistemdir. Ormanda peşinizde bir ayı varken en iyi kaçış ya da savaşma metodunu detaylı bir şekilde analiz etmeye kalkışmak muhtemelen muazzam analiz yeteneğinizi son kullanışınız olacaktır. Günümüzde de çok yoğun olduğumuzda ve bilgi bombardımanına tutulurken sıklıkla Sistem 1’i kullanırız.
- Kim araştıracak şimdi o kadar şeyi? Zaten su içsem yarıyor, bu kız da aynısını demişti şimdi incecik olmuş.
- Uzmana neden güveneyim, çaylarla zayıflarsak onlar nasıl para kazanacak?
- Ne kadar komik ve güzel bir kadın yalan söylüyor olamaz ya!
Spor yapmak da, kalori hesabı yapmak da, bilgileri araştırıp durmak da çok yorucu. O zaman bu üç madde size çok daha çekici gelecektir. Bu sefer karar verme aşamasında daha az düşündük ve bir araştırma yapmamıza gerek kalmadı.
Sadece tembellik değil ayrıca teyit önyargısı da bizi yanlış yönlendirir. Teyit önyargısı, kişilerin kendin inançları ve varsayımlarıyla eşleşen bilgileri sorgulamadan doğru kabul etme, kendisiyle bağdaşmayan fikir ve bilgileri de görmezden gelmesi ya da çok daha eleştirel yaklaşmasıdır. Daha önce uzmanlarla hoş bir geçmişi bulunmayan birey diyetisyenin bütün hatalarını didik didik ederken influencera gelince “ah ben de bunu arıyordum işte!” “diyebilir.
Önceki yazımda uzmanların da sınırsız bir doğru bilgi kaynağı olmadığını belirtmiştim. Hiçbir otoriteye güvenemiyor hatta kendi zihnimize bile güvenemiyorsak yol yakınken geri mi dönsek acaba? Hayır tabii ki, siz okuduğunuz her bilgiyi ayırırsınız, sizin yanınızda inanılmaz bir bilimsel kaynak, binlerce işini hakkıyla yapan uzman ve prefrontal korteksiniz de var!!
Kendimizi bileceğiz, önyargılarımız tabii ki olacak ama farkındalıklarımız, sadece şu kavramları öğrenmek bile bilgiyi ele alış şeklimizi değiştirecek. Bunları bir kenarda tutarak çay örneğinde olduğu gibi sağduyumuzu kullanarak sorular sormamız, bunu yaparken kendi yanlılıklarımızı düşünmemiz bize eleştirel düşünme becerisi kazandırmış olacak. Sadece bir bilgiyi sorgulamıyorsunuz beyninizde yeni bağlantılar kuruluyor, kendinize ve çevreye eleştirel bir gözle baktıkça algılarınız da açılıyor. Bir süre sonra bilginin sunuluş şeklinden bile yanlış olduğuna dair sezgileriniz oluşacak, yani sistem 1 yine durmayacak ve daha akılcı tepkiler için sezgilerini kullanmayı öğrenecek.
Bilgi kaynağı bir makaleyse, makale hangi dergide yayınlanmış? Araştırmayı kimler yapmış? Eğer bir araştırmaysa ve büyük iddiaları varsa örneklem bir o kadar büyük, yöntem bir o kadar güvenilir olmalı. Kullanılan ölçme araçları güvenilir mi? Neyi ölçmek istiyor gibi birçok soru devreye giriyor. Bunun için bolca makale okuyup iyiyle kötüyü ayırt edebilir hale gelmek gerekiyor. Sıkıcı olacağı için bu konuyu uzatmıyorum ama nasıl makale okunur yazısı için talep gelirse ayrı bir yazı yazabilirim. O zamana kadar en azından bahsedildiği gibi bir makale var mı diye bakıp özet kısmını okuyabilirsiniz. Çünkü çoğunlukla makaleyi hatmetmenize gerek kalmadan özet kısmına bakarak makaledeki bilgilerin bağlamından koparıldığını, çarpıtıldığını ya da eksik verildiğini görebilirsiniz. Örneğin bir otorite figürü size araştırmayı da göstererek babaların baba olmadan önce yaşadıkları stresin çocuğu etkilediğini söyleyerek bunun üzerinden uzun çıkarımlar yapabilir. Makaleye bakarsınız ve babanın bir fare olduğunu öğrenirsiniz.
Yine de kolay değil, değil mi? Güvenlik algınızı yıktıktan sonra yeniden inşa edelim o zaman. Ben her zaman bu kadar sorgulamıyorum. Hiç uzmanı olmadığım konularda birilerine güvenmem gerekiyor, bazı tıbbi makaleleri hiç anlamıyorum ve sağlıma önem veriyorum. Ben bu sorgulamaları yaparken bilgi dezenformasyonuyla savaşan platformlar ve uzmanlarla tanıştım onlardan öğrendim ve onlara güven duymaya başladım. Araştırdıkça sorguladıkça aynı hassasiyete sahip insanlarla karşılaşacak ve belki bağ kuracaksınız onlarla çünkü onlar birileri umursamazca halk sağlığını tehlikeye atacak şeyler söylerken her cümlesine dikkat eden, kullandığı kaynakların hakkını veren insanlar. Eleştirel düşünce her zaman devam eder ama kendinize kendi güvenli ortamınızı oluşturmanızda bir sakınca görmüyorum.
haber teyidi için: Teyit.org, yalansavar, açık bilim gibi sayısız platform tam da bu sebeple kuruldu. Daha çok öğrenmek ve eleştirel düşünme becerinizi geliştirmek için bu kaynaklardan faydalanabilirsiniz.
yalansavar: https://yalansavar.org/
açık bilim: https://www.acikbilim.com/